1 Mayıs dünyanın dört bir yanındaki işçilerin kararlı mücadelesi sayesinde bir bayram haline geldi…
1 Mayıs, bugün dünyanın pek çok ülkesindeki işçiler ve emekçiler tarafından kutlanan küresel bir bayram. Üstelik emeğin, birliğin ve dayanışmanın sembolü. Tam da bu sebepten dünya genelinde “Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü” resmi adıyla kutlanıyor. Ancak dünyadaki bütün emekçilerin ortak bayramı olan 1 Mayıs, işçi sınıfının kararlı mücadelesiyle, trajik kayıplarla ve hüzünlü hatıralarla dolu. Peki, 1 Mayıs, nasıl işçi bayramı oldu, birlikte bakalım.
Sanayi Devrimi ve ardından gelen endüstri çağı, ilk önce Avrupa’da ardından tüm dünyada önemli bir değişimin başlangıcı oldu. Dünya, Avrupa’da yaşanan bu gelişmelerin ardından sosyal, ekonomik, kültürel ve politik alanlardaki değişim ve dönüşümlerle birlikte yepyeni bir döneme girdi.
Yani 1800’lü yılların işçileri, günlük 15 saatten daha fazla çalışıyordu. Yaz aylarında bu süre 18 saati aşıyor, ağır çalışma şartlarının uzun mesai süreleri ile birleşmesi, işçilerin yaşam kalitesini iyiden iyiye düşürüyordu. Ancak bu dayanılmaz çalışma şartlarının iyileştirilmesi, çalışma sürelerinin insani sınırlara çekilmesi için zorlu bir mücadeleye girişilmesi gerekecekti…
İşçiler, günlük 8 saat çalışma taleplerini dile getiriyorlardı ancak bu talebin ciddi bir karşılık bulduğunu söylemek mümkün değildi. Nihayet, çalışma sürelerinin düşürülmesi talebi etrafında örgütlenen işçilerin en gür sesi, 1856 yılında Avustralya’nın Melbourne kentinde duyuldu…
İşçi hakları mücadelesinde oldukça önemli bir yere sahip olan bu gösterilerden bir yıl sonra, sosyalizm çizgisindeki siyasi partiler tarafından oluşturulan Uluslararası Emekçiler Birliği veya bilinen adıyla Birinci Enternasyonalin Cenevre kongresinde, hiçbir işçinin günlük 8 saatten fazla çalıştırılamayacağına yönelik bir karar alındı.
O dönem, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en önemli sanayi merkezi, başta tekstil olmak üzere pek çok farklı üretim merkezinin bulunduğu Şikago şehriydi.
Şikago’daki işçilerin gösterisi, Amerika Birleşik Devletleri’nin farklı bölgelerinde de karşılık buldu. Şikago dışındaki şehirlerde yaşayan işçiler de yürüyüşler düzenlemeye, protesto gösterileri organize etmeye hatta grev yapmaya başladı. Ancak yerleşik düzen, işçilerin talepleri karşısında geri adım atmaya niyetli değildi…
ABD’deki polis kuvvetlerinin orantısız müdahalesi ve hatta açıkça işçilere saldırması nedeniyle aynı gün düzenlenen gösterilerde, çok sayıda işçi de yaralandı. Mücadeleden vazgeçmemeye kararlı olan işçiler, taleplerini gerçekleştirebilmek ve hayatını kaybeden arkadaşlarını anmak için 4 Mayıs’ta yeni bir gösteri düzenleme kararı aldı…
Gösteri alanına kim veya kimler tarafından yerleştirildiği belli olmayan bir bomba, yoğun olarak polislerin bulunduğu bir bölgede patlatıldı. Patlama nedeniyle Şikago polis teşkilatında görevli 6 polis hayatını kaybetti, çok sayıda polis ise yaralandı.
1 Mayıs 1886 günü ABD’nin Şikago şehrinde başlayan, binlerce işçinin katıldığı, onlarca işçinin yaşamını kaybettiği gösteriler, tüm dünyadaki işçilerin çalışma koşullarının düzeltilmesi, çalışma sürelerinin kısaltılması adına atılan en önemli adımlardan biriydi…
Böylece, dünyadaki işçi hareketi için oldukça önemli bir tarih olan 1 Mayıs, dünya genelinde emeğin, birliğin, dayanışmanın ve işçinin bayramı haline geldi…
Ancak bu önemli günü kutlamanın yasak olduğu bazı ülkeler de var. Bununla birlikte 1 Mayıs, tarihsel önemi sebebiyle hak ve özgürlük arayışının en önemli sembollerinden biri olmaya devam ediyor…
Kaynak: 1