Derik’te gezilecek yerler / Derik tarihi / Derik ilçesi nasıl bir yer
Bu alana eklemiş olduğunuz haberle ilgili kısa bir özet bilgisi ekleyebilirsiniz. Bu metin yazı düzenleme sayfasında “Özet” bölümünden eklenebilir. Özet eklenmişse başlık altında kalın olarak bu şekilde gösterilir, eklenmemişse bu alan boş kalır.
Mardin ilinin tarihi ve turistik bir ilçesi olan Derik’in adı Kürtçe “Dikenlik” anlamına gelen “Dirrik” kelimesinin zaman içinde değişime uğramasının yanı sıra İlçede Ermeni kilise ve manastırlarının çoğalmasına bağlı olarak da “Der” kelimesinin yerel dilde “Kilise” anlamına geldiği. ”Derik” kelimesinin Kiliseler Diyarı diye anıldığı da bilinmektedir. Nitekim İlçede 40 yıl öncesine kadar 6 Kilisenin olduğu, bu gün ise bu sayının 1’e düştüğü bilinmektedir.
Derik ilçesinde bulunan Tarihi Mekanlar
DÊRA SOR / KIRMIZI KİLİSE
Derik ilçesi sınırları içerisinde Süryani, Ermeni ve Keldanilere ait 6 kilise olduğu söylenmektedir. Bu 6 kiliseden şu an ilçede en eski olan ve 1650 yılında inşa edilen Surp Kevork Ermeni Kilisesi olarak da anılan Dêra Sor Kilisesi ayakta kalmayı başarmıştır. Bu kilise inşaat esnasında hem ibadet hem eğitim amaçlı iki bölümden oluşmuştur. Kilisenin yapımında kırmızı toprak kullanıldığı için buraya Kürtçe KIRMIZI KİLİSE anlamına gelen Dêra Sor adı verilmiştir.
QESRA QENCO
Derik’e bağlı Atlı(Qesra Qenco) mahalle merkezinde bulunmaktadır. Mardin – Urfa yolunun 67. km’ sinden sola ayrılan 1 km sonra Qesra Qenco’ya ulaşılır.Kesr hicri 1120-miladi 1705’te inşa edildiği ve hicri 1320-miladi 1905 yılında Hüsén’é Qenco tarafından yenilendiğini kapı üzerindeki hitabeden anlaşılmaktadır. Kesr 300 m çevresinde etrafı dört köşe surla çevrilerek müstahkem bir kale şeklinde inşa edilmiştir.Kesr’ı çevreleyen surun kalınlığı 80-90 cm dir. Şatonun dört köşesine dışardan gelecek olan tehlikeleri gözlemlemek amacıyla birer gözetleme kulesi inşa edilmiştir. Kuzey ve batıda olmak üzere iki kapısı vardır. Derik’in tarihi eserleri arasında önemli bir yere sahip olan Qesra Qenco, görülmeye değer bir yapı konumundadır…
RABAT KALESİ
Derik ilçesinin 15kmbatısında Hisaraltı Köyü’nde bulunan Rabat Kalesi’nin kitabesi günümüze ulaşamamış olup, kaynaklarda da yeterli bir bilgiye rastlanmamıştır. Bu bakımdan kalenin yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Kale Artuklular döneminde onarılmış, bu dönemde de bir takım ilavelerle genişletilmiştir. Artuklu dönemi öncesi hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Günümüze gelebilen kalıntılarından kalenin yöresel kesme taştan ve yer yer de moloz taştan yapıldığı anlaşılmaktadır. Oldukça büyük ölçüde olan kalenin 15 burcu olup, dikdörtgen planlıdır. Köşelerinde dört gözetleme kulesi bulunmaktadır. Buradaki burçlar ve kuleler 15 m yüksekliğe kadar ulaşmaktadır.
Kalenin doğu ve batısında iki kapısı vardır. Kale içerisinde, yeraltında depolar ve birtakım barınaklar olduğu kalıntılardan anlaşılmaktadır. Kale içerisindeki kalıntılardan bir bölümünün kale komutanına ait bir köşke ait olduğu da iddia edilmiştir. Kuzeyden güneye doğru uzanan gittikçe genişleyen bir vadi üzerinde kurulmuştur. Bu günkü harabeler arasında saray, kilise, birçok bina kalıntıları hala bulunmaktadır. Büyük kiliseyi gösteren tarafta üzerlerinde haç işaretleri bulunan yekpare taşların yerleştirilmesi ile oluşturulan binalar meydana gelmiştir. Bu tarz yapılanmada Roma stilinin olduğu Rabat şehrinin de Roma döneminde kalan bir şehir olduğu tahmin edilmektedir .
SİN VE SEYDOŞ HAZRETLERİ
İslamiyeti yaymak amacıyla bölgeye gelen ve bu bölgede yaptıkları savaş sonucun da şehit olduğu sanılan iki kardeştir. Hz.Sin’in mezarı Derinsu köyünde bulunmaktadır. Bu tarihi türbe ve mezarlık zaman içinde mezar hırsızlarınından dolayı harap olmuş durumdadır. Mezarların mimari yapısı oldukça dikkat çekicidir. Bu çekicilik nedeniyle altın ve değerli eşyaların olduğu sanılarak tarihlerinin eskilere dayandığı bilinen bu mezarlardan bugüne kadar mezar hırsızlarından ancak birkaçı kurtulabilmiştir.
Hz.Seydoş’un türbesi ise Sin ve Xanûk Köyü arasında Dumluca Barajı kıyısında yeşillikler arasındadır. Bu türbenin avlusunda bulunan pınarın akıcılığı ilginçtir. Bu pınardan yüzeye bol miktarda su çıkmaktadır. Fakat bazen gün içinde ara sıra hiç su akmamış gibi kuruduğu görülmektedir. Bu iki kişinin Kız kardeşleri olarak bilinen Zînê’nin türbesi de Hz.Seydoş türbesinin yakınındadır. Çevre il ve ilçelerden oldukça ziyaretçi akınına uğrayan türbeler görülmeye değer bir yerdir.
İLÇE HAKKINDA GENEL BİLGİLER
İlçe Mardin İlinin Batısında yer almaktadır. Kuzeyinde Mazıdağı ve Çınar, Güney ve güney doğusunda Kızıltepe, Batısında Viranşehir İlçeleriyle çevrilidir. İlçenin yüzölçümü 1367 Km2 olup, Denizden 780 metre yüksekliktedir. İlçenin Doğu ve Güneydoğusu ovalık olup, arazinin % 70’ini kapsamaktadır. Kuzey tarafı ise dağlık bir yapı arz eder. İlçe ile Mazıdağı İlçesi arasında Turcel Dağları yer almaktadır. Bu dağlar üzerindeki Gıriguzi tepesi İlçenin en yüksek tepesi olup, 1208 metre yüksekliğe sahiptir. Bu dağlar arasında derin vadiler yer almaktadır.
İlçe iklimi tropikal iklime daha yakındır. Kış ve ilkbahar başlarında esen “baykür” adı verilen rüzgar meşhur ve etkilidir.
İlçede büyük akarsu yoktur. Mevcut akarsular küçük çay ve dereciklerden oluşmaktadır. Bunların başlıcaları Şip deresi, Circip deresi ve Turcel dereleridir. Durgun su olarak DSİ tarafından yapılan Künreş, Şerefli, Yıldız ve Dumluca göletleridir.
DERİK MAĞARALARI
İlçe topraklarında, geçici barınma imkanı sağlayan muhtelif büyüklüklerde 16 mağara mevcuttur. Bunların en önemlilerinden 100 kişilik kapasiteli Beşbudak köyüne bağlı Sıltok, Bozok köyü doğusunda yer alan 200 kişi kapasiteli habis, 500 kişi Kapasiteli Herzin ve Çayköy köyünün doğusunda bulunan 200 kişi kapasiteli Kürtük mağaralarıdır.
İlçenin başlıca ana geçitleri Derik geçidi, Zeytin pınar geçidi, Sadan geçidi, Oğancı geçidi ve Deveboynu geçitleridir.
İlçenin Bozok köyü Kuzeyi ile Meşeli köyü civarı kısmen meşeliktir. Büyük bir kısmı da tarım yapmaya müsait düzlüklerdir.
DERİK’DE YER ALAN MADENLER
İlçede önemli bir maden bulunmamakla beraber, İlçe sınırları içinde Tepebağ Mahallesi, Gırkemin ve Gırrövi tepesi ile Bozbayır köyü Gırıtara tepelerinde çimento yapımında kullanılan ponza taşı (Madeni) vardır.
GEÇİM KAYNAĞI
71 Köyün bağı olduğu ilçenin Güney ve Güneydoğusundaki köylerin tarıma elverişli arazilere sahip olmaları ve bu arazilerin verimli oluşu sebebi ile refah düzeyleri dağ köylerine oranla daha yüksektir.
Ova köylerinde önemli ölçüde Buğday, Arpa, Mercimek, Pamuk, Nohut, Kavun, Karpuz ekimi ve üretimi yapılmaktadır. Bu ekinlerin 514.940 dekarı kuru, 119.430 dekarı sulu olmak üzere toplam 634.370 hektarlık alanda yapılmaktadır. İlçe merkezinde Zeytin yetiştiriciliği yapılmaktadır. İlçe merkezi için önemli bir gelir kaynağı olan zeytin ağaçlarının ilçedeki toplam sayısı 103 bindir. Yıllık zeytin üretimi 3500 ton olup, genellikle İlçe dışına satımı yapılmaktadır. Bağcılık da İlçe için önemli bir gelir kaynağıdır. İlçede 13.390 dekar alanda bağcılık yapılmaktadır.
İlçede yapılmakta olan tarım büyük oranda kuru tarım şeklindedir. Sulanabilir arazi miktarı 65.000 dekar kadardır.GAP projesinin devreye girmesiyle tarım ürünleri miktarında önemli artışlar sağlanabilecektir.
Ova köylerinde tahıl üretimi yoğun ve yaygındır. Dağ köylerinde ise hayvancılık gelişmiştir. Az miktarda da hububat ve çeltik ekimi yapılmaktadır. İlçeye bağlı köylerde toplam 16.500 büyükbaş ve 197 bin küçükbaş hayvan bulunmaktadır.
Derik ve Çevresinde Hüküm Süren Uygarlık ve Devletler
Millattan Önce:
3000 Mittaniler
2350 Akkad veSümerler
2300 Akkadlar
2216 Sümerler
1800 Babil
1595 Kasiler
1350 Asurlular
612 Medler
585 Persler
330 Büyük İskender Dönemi
327 Selefkoslar
129 Partlar
83 Büyük Tigran Yönetimi( Ermeni Krallığı)
66 Romalılar
Millattan Sonra:
200 Sasaniler
600 Caris Oğlu Arus Yönetimi
639 İyad B. Ganem komutasındaki islam orduları tarafından fethedilme. (Hz.Ömer Dönemi)
639-739 İslam dinine giren Arsus Kızı Mariye ve Torunu Amuda Dönemi
739-837 Yılına kadar bu yöreler yıkık ve virane kaldı
837-894 Musul Hükümdarı Al-i Hamdan Dönemi
894 Halife 16. Mu’tadıt Billah tarafından Mardin ve çevresi boşaltıldı.
930-977 Nasırüddevle Hasan Dönemi
977-1084 Mervaniler Dönemi
1105-1400 Artuklu Devleti Dönemi
1394 Moğol İmparatoru Timur’un Talan ve istilası.
1400-1468 Karakoyunlular Dönemi.
1468-1507 Akkoyunlular Dönemi.
1507-1515 Sefevi Devleti Dönemi.
1515-1923 Osmanlı İmparatorluğu Dönemi.
1923 Cumhuriyet Yönetimi.
DERİK TARİHİ
Derik’te belediye teşkilatı 1874 tarihinde kurulmuş ve ilçe bu tarihte Diyarbakır’a bağlı iken 1923 Yılından itibaren Mardin’e bağlanmıştır. 31 Ekim 1927 Cuma günü yapılan nüfus sayımında, İlçe merkezinde 528 ev, 38 dükkân, 1 cami ve 1 kilisenin bulunduğu, 1370’i erkek ve 1278’i kadın olmak üzere 2657 kişinin yaşadığı, köyler ile beraber genel nüfusun ise 6930’u erkek, 8181’i kadın olmak üzere toplam 15111 kişiden ibaret olduğu tespit edilmiştir. İlçe Mazıdağı’nın güney eteklerinden Kızıltepe-Ceylanpınar ovalarına doğru alçalan alanları kaplar. İlçe toprakları kuzeyden güneye doğru alçalmaktadır. İlçe merkezinin üç tarafı dağlarla çevrili olup, iklim karasal özelliktedir
Derik tarihi incelenilirken; Derik ilçe merkezinin kuruluşu ve ilçe merkezi çevresinde kurulan medeniyetlerin tarihi olmak üzere iki yapılanma göz önüne alınmalıdır. Derik İlçe merkezi etrafında kurulan medeniyetlerin tarihi, Neolitik dönemden başlayarak 1923 Cumhuriyet dönemine değin sürmüştür. İlçemiz birçok dönemde Derik olarak anılmamakta sadece Mardin eşiği olarak ve Mazı Dağları eteği olarak sahnede yer almaktadır. Şemseddin Sami, Kâmusül Alâm (Tarih ve Coğrafya Ansiklopedisi) adlı eserinde Derik ilçesini, Diyarbakir vilâyetînin Mardin sancağına bağlı, kaza merkezi bir kasaba olarak tanıtmaktadır. Ancak, başta Tepebağ olmak üzere Derik etrafında bulunan dağlarda ve çevresinde birçok medeniyetin ayak izleri rahatlıkla görülmektedir.
Bir kaç tane örnek sayarsak “Kral Kızının Tahtı”, “Rabat Kalesi”, “Sisan Harabeleri”, “Dermetinan Kalesi ve Manastırı”, “Burç Kalesi”, Fıttın Harabeleri, Zorava Harebeleri, Kerküşti Harabeleri,vb. birçok yerle henüz gün yüzüne çıkmamış bir sürü yerleşim yerinde aşağıda belirtilen medeniyetlerin ayak izleri açık bir şekilde görülmektedir. Tarihsel çerçeveden bakıldığında Derik ilçesinin bu medeniyetlerde bu kadar önem kazanmasının temel nedeninin coğrafi yapısı olduğu görülmektedir.
Derik, coğrafik yapısı itibarıyla üç tarafı dağlarla çevrili ve güneyi Suriye sınırlarına değin uzanan ovalıktır. Bundan dolayı stratejik bir öneme sahiptir. Çünkü genelde Derik’de bulunan tarihi medeniyet izlerinin bulunduğu yerler özellikle Derik etrafını çevreleyen dağlarda mevcuttur.
Milattan önce ve milattan sonraki dönemlerde medeniyetlere ait izler genelde bu dağlarda olup sürekli savaş halinde olan bölgenin Mazıdağı eteklerinden, yani Diyarbakır yönünden gelen bütün gelişmeleri gözle görebilecek bir konumdadır.
Aşağıda, Derik’de milattan önce ve milattan sonra hüküm süren medeniyetleri görebilirsiniz:
Derik, M.Ö.83 yılında Silvan’da kurulan ve M.Ö. 77 yıllarında Derik’i sınırları içine alarak hüküm süren Tigran krallığı başta olmak üzere, Bizanslılar, Sasaniler, Artuklular, Romalılar ve daha birçok medeniyetin egemenliği altına girmiştir. Derik’i dünyaca meşhur eden zeytinliklerin tümünün Tigran krallığı döneminde ekildiği bilinmektedir. Bu anılan zamanlar içerisinde Derik ilçe merkezi henüz kurulmuş değildi. Bizans ve Roma döneminde altın çıkarıldığı ve Gümüşyuva Köyü’nde gümüş madeni olduğu bilinmektedir. İlçemizde milattan önceki çağlara ait oyulmuş mağaralar bulunmaktadır.
Özellikle Tepebağ’daki yapılar ve çıkan bulgular sonucu, buranın ilmi ve ticari alanda önemli bir merkez olarak kullanıldığı görülmektedir. Yapılan araştırmalar sonucu Mardin ve Diyarbakır illeri hangi devletin egemenliğine girmişse Derik ilçesi de bu egemenlikten nasibini aldığı ortaya çıkmıştır. Mesela Derik de “Kral Kızının Tahtı” denilen bir mevki vardır. Bu mevkide günümüzde dahi Bizans ve Roma dönemine ait sikkeler yağmurda toprak aşınması sonucu ortaya çıkmaktadır. O bölgenin mimari yapısı Roma ve Bizans yapısı ile paralellik göstermektedir. Derik’in kuzeybatı yönünde bulunan Sisan Köyü, Sasanilerin kalıntılarını açık bir şekilde taşır. Derik’in 3 km güneyinde bulunan Tepebağ Mahallesi’nde Mağara dönemine ait Mızrak uçları taş avadanlıklar bulunmuştur.
Mardin, Selçuklulara bağlı Artuklular’ın egemenliğine girdiği zaman Derik ilçesinin 15 km batısında bulunan Rabat Kalesi (Hisaraltı) içerisinde birçok yapı inşa edilmiştir. Hisaraltı Köyü’nün kuzeyinde sarp bir vadinin doğusunda bulunan Rabat Kalesi, sert kalkerli bir arazi üzerinde yükselir. Kale Artuklular devri olmak üzere ondan önceki medeniyetlerin izler bıraktığı bir eserler yumağı olmuştur.
Kale 1500 metrelik bir alanda kurulmuş, 13 burçlu 4 köşesinde 15 – 20 metre yüksekliğinde 4 gözetleme kulesi bulunan muazzam bir yapıdır. Kaledeki su sarnıçlarının kalıntıları hala sağlamlığını korumaktadır. Gümüşyuva Köyü’nde gümüş madeni olduğu herkesçe bilinmektedir ve maden ocağı kalıntıları mevcuttur. Mardin Romalıların eline geçmeden önce Ermeniler hüküm sürmüştür. Bundan dolayı hem Derik içinde hem köylerinde birçok kilise inşa edilmiştir.